Her iki ittifak cephesi de olmazsa olmazları olan Ankara, İstanbul, İzmir hususunda ciddi manada eğilim göstermekte, diğer il ve ilçeler açısından da ittifaka yönelik kararlar alarak her iki ittifak cephesi de kendi ilke kararları doğrultusunda yol haritası çizmektedir.
Daha önceki yazılarımda da belirttiğim gibi ittifak cepheleri önseçim yerine eğilim yoklamalarını aday belirleme süreçlerinde tercih etmiştir.
Tabi Cumhur İttifakı cephesinde adımların daha sağlam atıldığını, Cumhur İttifakı cephesinin izlediği stratejilerin daha etkin olduğunu belirtmek mümkündür.
Çünkü; sağ merkezli tabanda Cumhur İttifakı kurulmuş, Hem AK Parti hem de MHP siyasal duruşu, siyasal çizgisinin korunmasını başarmış, uygulanabilecek en doğru kararlar alınmış, en güçlü şekilde projeler ile sahaya inilmiş ve özellikle de izlenen strateji ile başarılı adımlar atılmaya başlanmıştır.
Aynı durum Millet İttifakı cephesinde gözlemlerime göre tam anlamı ile sağlanamamıştır. Balıkesir´de açıklanan adayın geri çektirilmesinden tutalım, Cumhur İttifakı cephesinde açıklanan adaylara yönelik Millet İttifakı cephesinden gelen beyanlara varana kadar yapılan açıklamalar hiç de tutarlı görünmemektedir.
Millet İttifakı Ankara adayı Sayın Mansur Yavaş´ın ?rozetsiz aday olayı? beyanı özellikle CHP kurmayları cephesinde ciddi bir rahatsızlık oluşturmuş, parti Meclisinin bir kısmı karşı çıkmıştır. Sonuçta Cumhur İttifakı cephesinde olduğu gibi taban olarak Millet İttifakı cephesinde tam bir karşılık oluşmamakla, yaşanılan karışıklık hala devam etmektedir.
Yine son dönemde CHP liderinin ?Cumhur İttifakı adayı Özhaseki Ankaralı değil? açıklaması oldukça talihsiz bir beyan olmuş, seçmen tarafından da ciddi eleştiri almıştır. Yavaş´ın Ankara´nın evladı olması vurgusu da pek fazla tutmamış görünüyor.
Cumhur İttifakı liyakat ve ehil olmayı esas alarak, uzun yıllar Büyükşehir Belediye Başkanlığı yapmış, Çevre Şehircilik Bakanlığı ile başarılı yol izlemiş olan Özhaseki´yi aday göstererek ehliyeti esas almış, yanlış söylemler ile hareket eden Millet İttifakı cephesinin aksine hemen yüzlerce proje açıklayarak, ciddi adımlar atmaya başlamıştır.
Gelişmiş ülkelerde olduğu gibi her bölgede adayların liyakati, ehliyeti ve ortaya koyduğu projeleri esas alınmalıdır. Büyükşehir seçmeni başta olmak üzere tüm yerel parlamento yöneticilerinin belirleneceği bu seçimlerde seçmenimizin dikkat etmesi gereken bu olmalıdır Kimin nereli olduğu değil, hangi adayın ne kadar ehliyet sahibi olduğu ve şehirleri hangi projeler ile daha yaşanabilir kılabileceği gerçekliği göz önünde bulundurulmalıdır.
Belirttiğim tüm bu kısır tartışmaların ötesinde açıklanan projelerin nasıl yapılacağı masaya yatırılırsa daha etkin sonuçlara ulaşılacağı kaçınılmazdır.