Sayın Cumhurbaşkanı ;
?? Amacımız dünya üzerinde iyiye ve güzele dair ne varsa bütün bunları savunan bir gençliğin önünü açmaktır.
Amacımız, daima adaletin ve hakkın yanında olan bir neslin önünü açmaktır. Amacımız, daima hakkın ve adaletin tarafında olan bir nesli ülkemize kazandırmaktır.
Elinde taşla, silahla, sopayla, faydasız şeylerle değil kitapla, bilgisayarla gezen, kafasında boş işlerle değil planla, projeyle meşgul eden, yüreği heba ve hevesle değil inançla, şefkatle, cesaretle dolu bir nesil istiyoruz. İstiyoruz ki bizim gençlerimiz, insana sarf malzemesi gibi bakan, ölümü, öldürmeyi ve şiddeti kutsayan ideolojilere prim vermesinler. İstiyoruz ki bizim gençlerimiz, kendilerini kullanılacak bir metaa, araç gibi gören örgütlere, yapılara asla itibar etmesinler.
Öyle bir gençlik istiyoruz ki hangi görüşe mensup olursa olsun, hangi fikri savunuyorsa savunsun, okumalı, araştırmalı, sorgulamalıdır. Kimseye zihnini kiraya vermemelidir.
Gençler, diploma avcılığı yaparak, kariyer peşinde koşan değil hakiki manada ilim ve hikmet arayışında olan bir gençlik istiyoruz. Hepsinden önemlisi, imanı ve ahlakı hayatının merkezine yerleştirmiş bir gençlik istiyoruz. Bunun için 40 yıldır gece gündüz mücadele ediyoruz. Kendi gençlik yıllarımızdan başlayarak, sivil toplumda, siyasette, kamuda üstlendiğim her görevde böyle bir gençliğin yetişmesinde katkıda bulunma hayaliyle çalıştık.
Eskiden beri ülkemize saldıranların, özellikle gençlerimizi hedef almasının çok bilinçli bir strateji olduğunu gördük. Yıllar boyunca bu ülkede kimi zaman ´sağcı- solcu´ dediler, kimi zaman ´Alevi- Sünni´ dediler, kimi zaman ´ilerici- gerici´ dediler, kimi zaman ´Türk- Kürt dediler ama her seferinde nesilleri mahvettiler.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, nüfusun 82 milyonu bulmasına rağmen çok güçlü insan kaynağına ihtiyaç olduğunu ifade ederek, "Tek bir evladımızın dahi terör örgütleri, ihanet çeteleri, suç yapıları tarafından elimizden kopartılmasına rıza gösteremeyiz.
Bu gençlerimiz içinden Peygamber Efendimiz Aleyhi Salât-ü Selam, O´nun uğruna kendi hayatını hiçe sayacak Hazreti Ali´ler inşallah çıkacaktır. Bu gençlerimiz içinden Kudüs´ü Haçlılar´a mezar eden Selahaddin Eyyubi´ler çıkacaktır. Bu gençlerimizin içinden İstanbul´u fetheden Fatih´ler çıkacaktır. Bu gençlerimizin içinden Çanakkale´de bir Gazi Mustafa Kemal, Kût´ül-Amâre´de, İstiklal Harbi´nde düşmanın yüreğine korku salacak nice kahramanlar çıkacaktır.
Dolayısıyla bizim vatan- millet düşmanlarına kaptıracak tek bir gencimiz yoktur. Bizim vandallara, sokak çetelerine kaptıracak tek bir çocuğumuz yoktur.
Bizim 34 yıldır gençlerin kanı ve gözyaşıyla beslenen vampirlerin insafına terk edilecek hiçbir evladımız yoktur. Hepsine de aynı hassasiyetle sahip çıkmak zorundayız" diye konuştu??
Sayın Cumhurbaşkanının gençlerimize yönelik mesajlarını oldukça yerinde ve faydalı bulmaktayım. Bu nedenle, geleceğe, gençliğe, eğitime, insan gücüne yatırım yapmak, daima hakikatin, adaletin yanında nesiller yetiştirmek zorundayız.
Yazı bütünümüze değinerek ve dönerek bu gerçeklerden yola çıkılarak, şu aşamadaki durumumuza katkı sağlamak hususundaki eksikliliklerimizi açıkça ortaya koymaktadır. Adayların gücünü rüştü ve kabiliyetine dayalı tutması özellikle daralan zaman diliminde ve gelinen süreçte vatandaşımızca ciddi manada aranmaktadır.
Adayların özellikle parti genel başkanlarının ağzı ile konuşması, hep genel başkan selamı iletmesi, genel politikalardan bahsetmesi vatandaşımızda beklentileri karşılamamaktadır. Zira yerel seçimlerde esas olan yerele hâkimiyet ve şehrül emin olmak hususundaki bireysel rüşt, bireysel yeterliliktir. Ancak, birçok bölgede adayların bireysel yeterliliğini ortaya koymak yerine genel politikalara, genel merkezlere dayanması, bakanlıklar düzeyinde ziyaretlerin artırılmasını istemesi kanaatimce olumlu sonuçlar doğurmayacaktır.
Yerel yönetimleri etkin kılan bölgeye gerçek manada hâkim olmak, talepleri karşılayabilecek ve o bölgede gerçekten yönetimi etkin kılabilecek yeterliliği, liyakati ve ehliyeti sağlamaktır. Artık bir kısım alışkanlıklardan vazgeçmek dönemi gelmiş olup, günü birlik ve alışılagelmiş politikalardan dönülerek vatandaşımızın beklentilerine uygun ve etkin sonuçlar doğurabilecek uygulamalar üretmek etkin olacaktır.
Birçok yazı metninde birçok düşünce insanı adayların Sayın Cumhurbaşkanımızın gölgesine saklanmaları hususundaki rahatsızlıkları diler getirmektedir. Bu durum adayın gücünü rüştünden değil genel politikalara dayalı liderlik merkezlerinden aldığını bu durumun da kabullenilemez olduğunu açıkça ortaya koymuştur.
Güç adayın kendi rüştünden alınır. Diğer türlü alışkanlıklar yani genel merkez politikalarına dayalı adayım demek bir selamı iletmek gibi algılanır iken, adayın kendisini gölgede bırakmakta, artık katkı sağlamaktan ziyade zarar verir duruma gelmektedir.
Alışkanlıklar değişmeli, vatandaş uygulamalardan rahatsız hale getirilmemeli, güç varlığı ve ispatı değil, bilinç ve idrak ile;
- Temsil, Yeterlilik,
- Sadakat, Projelendirme ve gerçeklik esası üzerinde durulmalıdır.
İllerin şehrül eminlik makamlarına tüm siyasi partiler için söylüyorum; partilerin genel merkezlerinden gelen üst düzey yöneticiler, bakanlar değil, o ilin adayı olmaya layık görülen adayı yönetmeye taliptir.
Coşkusu ile hareketli geçen günlük aktivite artık bir politika değildir.
Gün kısa bir şekilde sona erer ama coşkunun ardından akıllarda kalan ne olur buna bakmak gerekir. Gelen gider ama netice vatandaş ile o bölgede kalan adayların kendi iç hesabı olup, zaten kısa bir süre sonra bu netice ile karşı karşıya kalınınca, sonuç tüm mesaj içeriklerini birlikte verecektir. Mesajların alınması temennilerimiz ile?